Sayfalar

29 Nisan 2012 Pazar

KORKMUYORUM VE YARALANABİLİRİM - NE DE OLSA ÖLMEYECEĞİM

Hiçbir öfke insanın kendine duyduğu kadar büyük olamaz.
Bunları hissetmek çok zor. Evet bazı duyguları "hissetmesi zor". Allah kimseye çekemeyeceği derdi vermezmiş. Aklıma 2 sene önce yazdığım bir not geldi; "Güçlüyümdür ya ben, güçlü olduğuma pişmanım." 
Evet, çekebilirsin diye daha ağır dertler veriyor hayat sana. Orospu çocuğu.
Her seferinde daha da güçlenelim diye, öldürmeyen darbeler alacaksak hayattan, şunu belirtmeliyim ki bu sefer pek dayanıklı değilim.  Sakat kalabilirim.

12 Nisan 2012 Perşembe

BAZI İNSANLAR HAVA GÜZELKEN DE ACI ÇEKER :)

Bilmiyorum nereden, niçin aklıma geldi.
2008de, direksiyon sınavında bir kızla tanışmıştım. Çok hoş simalı, güzel bir kızdı. Giyiminden, makyajından, saçlarının boyasından çok kaliteli olmadığı belli oluyordu, fakat bunu fazlaymış gibi göstermeye çalıştığı özgüveniyle, ağır makyajıyla, takım pantolon- cekediyle ve 5 dkda bir yaktığı sigarasıyla örtüyordu sanki. Ben o sırada 18 yaşındaydım, kız ise 21 yaşında olduğunu söyledi, oysaki çok olgun gösteriyordu. Sonradan hikayesini anlatmaya başladı, meğerse 2.5 yaşında bir oğlu varmış!
Bu eskiden ailesinin yanında Diyarbakır'da yaşıyormuş. Çok sevdiği bir erkek arkadaşı varmış. Fakat kızın en yakın arkadaşı, çocuğun kızı aldattığını söylemiş. Bunun üzerine kız çocuktan ayrılmış ve o sırada onu isteyen bir çocukla yani şimdiki kocasıyla evlenmiş. Şimdiki kocasıyla birlikte İstanbul'a taşınmışlar. Ancak kız çalışmak isteyip işe her başladığında mal kocası karşı çıkıp engelliyormuş. En sonunda kız kavga gürültü her şeye rağmen bir markette işe girmiş, zaten biz tanıştığımız sıralarda market müdürlüğüne yükselmişti. Şuanda kim bilir merkez ofise falan yükselmiş de olabilir, hırslı bir manyaktı. Çok takdir etmiştim kızı, Diyarbakır'dan geldim falan dememiş, inadını etmiş, işinde yükselmişti. Bir de annelik yapıyordu!
Sadede geliyorum, kız sonradan öğrenmiş ki meğerse bu çok sevdiği adamın aldattığını söyleyen en yakın arkadaşı adama iftira atmış, çünkü adama kendisi aşıkmış. Bizim kız da o hırsla gidip şimdiki kocasının evlilik teklifini kabul etmiş, öteki çocuğa kendini açıklaması için 1 kere bile fırsat vermemiş.
Kız çok mutsuzdu. 
Şimdi bilmeyebilirsiniz, böyle trajedilerini yeni tanıştığı insanlara bile anlatan kadınlar aslında boşboğaz, ben-merkezci kişiler olduklarından falan anlatmıyorlar. Sadece anlatarak, kendi anlattığını kendi kulağıyla duyarak buna alışmaya çalışıyorlar. Çünkü; insan en zor şeylere kendi sesinden duyduğunda alışır.
Kız bunları anlatarak hafiflemeye çalışmıyordu. Bir daha görmeyeceğin 18lik bir kıza (o ben oluyordum) anlatınca ne hafifleyeceksin zaten? Kız, bunları anlatarak basitleştirmeye çalışıyordu. Çok fazla dillendirerek önemsizleştirmeye, sıradanlaştırmaya çalışıyordu. Hazmetmeye çalışıyordu. Şimdi şimdi fark ediyorum, kız kaldıramıyordu. 
3 dkda bir olur olmadık yerlerde yaktığı sigaradan, kocasından bahsediş biçiminden, sürekli kendini neşeli olmaya zorlamasından anlamalıydım; kız çok mutsuzdu. Acaba oğlunu doğurduğu için de mi pişmandı? Düşünüyorum da benim 2 sene önceki halim bunları yaşasaydı kaldırabilir miydim?
Çok korkuyorum böyle kalp kırıklığı anlarında birinin evlenme teklifini kabul edeceğim diye:) Siz siz olun, kendi kalbinizi onarmadan birinin kalbine yaklaşmayın bile. Sonra bir ömür sinir hastası olur insan Allah korusun, antidepresanlarla çürür gider. 
Bunu size neden anlattım bilmiyorum, ama size bir şeyler anlatmam gerekiyordu. 
Geçen gün ne de güzel konuştu radyodaki kadın; "Bazı insanlar hava güzelken de acı çekerler." diye.
Hangi iklim olduğu fark etmez, işe yarar; size "acı kesici" bir şarkı getirdim. Uyarı: günde 1 doz, sadece akşamları alınız. Doz aşımında muhtemel bağımlılık yapar.